Belirsiz Süreli Kira Sözleşmesine Dayalı Gereksinim Nedeniyle Tahliye Davalarında Dava Açma Süresi

Belirsiz Süreli Kira Sözleşmesine Dayalı Gereksinim Nedeniyle Tahliye Davalarında Dava Açma Süresi

Hukukumuzda kira sözleşmesinin düzenlenmesi herhangi bir şekil şartına tabi değildir. Taraflar kira sözleşmesini yazılı veya sözlü olarak kurabileceklerdir. Bununla birlikte yazılı olarak kurulan kira sözleşmelerinde kimi zaman kira süresi belirtilmemektedir. Yazılı kira sözleşmesinde kira süresi belirtilmeyen ve sözlü olarak düzenlenen kira sözleşmeleri belirsiz süreli kira sözleşmesi olarak kabul edilmektedir.

Sözlü kira sözleşmelerinde, kira sözleşmesinin tam olarak hangi tarihte başlamış olduğu uyuşmazlık haline gelebilir. Bu gibi durumlarda kira sözleşmesinin tam olarak hangi tarihte başlamış olduğunu kiraya veren tarafından ispatlanması gerekmektedir. Konu hakkında Yargıtay 6. HD, T. 12.11.2015, E. 2014/14057, K. 2015/9806 “…Somut olayda taraflar arasında yazılı kira sözleşmesi bulunmamaktadır. Davacı sözlü kira ilişkisine dayanmış, davalı ise kira ilişkisini kabul etmemiştir. Davalı sözlü kira ilişkisine karşı çıktığına göre, kira sözleşmesinin varlığı, başlangıcı, süresi ve diğer koşulları bunu ileri süren davacı kiraya veren tarafından usulüne uygun delillerle kanıtlanması gerekir…” şeklinde karar vermiştir.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK), “konut ve çatılı işyeri kiralarında sözleşmenin sona ermesi” başlığı altında 350. Maddesi ile belirsiz süreli kira sözleşmelerinin fesih usulünü düzenlemiştir. İlgili düzenlemeye göre:
Kiraya veren, kira sözleşmesini; 1. Kiralananı kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa, 2. Kiralananın yeniden inşası veya imarı amacıyla esaslı onarımı, genişletilmesi ya da değiştirilmesi gerekli ve bu işler sırasında kiralananın kullanımı imkânsız ise, belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde kiraya ilişkin genel hükümlere göre fesih dönemine ve fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açacağı dava ile sona erdirebilir.” şeklindedir.

Kiraya veren, kira sözleşmesinin belirsiz süreli olması halinde gereksinim nedeniyle tahliye davası açabilmek için Borçlar Kanunu’ndaki genel hükümlere kapsamındaki fesih dönemi ve fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyarak dava açabilecektir. TBK m. genel hükümlerdeki fesih dönemi ise TBK m. 329’da “ Taraflardan her biri, bir taşınmaza veya taşınır bir yapıya ilişkin kira sözleşmesini yerel âdette belirlenen kira döneminin sonu için veya böyle bir âdetin bulunmaması durumunda, altı aylık kira döneminin sonu için, üç aylık fesih bildirim süresine uyarak feshedebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.

Konuyu örneklendirmek gerekirse, 20.11.2018 başlangıç tarihli belirsiz süreli kira sözleşmesinin 2023 yılı içerisinde feshedilmesi istenildiğinde, ilk olarak TBK m. 329 kapsamında 6 aylık dönemler tespit edilecektir. Buna göre 20.11.2022-20.05.2023 kira dönemi ilk 6 aylık dönem, 20.05.2023-20.11.2023 kira dönemi ise ikinci 6 aylık kira dönemi olarak anılacaktır. Kiraya verenin ilk 6 aylık kira dönemi bakımından tahliye davası açabilmesi içinde en geç 20.02.2023’e değin kiracıya fesih ihtarı göndermesi gerekmekte ve 20.05.2023’ten sonra 1 ay içerisinde tahliye davası açması gerekmektedir. Gönderilen fesih ihtarı 20.02.2023 tarihinden sonra olması halinde bu halde dava hakkı ikinci 6 aylık kira döneminin bitimi olan 20.11.2023 tarihinden itibaren 1 ay içerisinde doğacaktır.

Kiracıya gönderilen ihtarnamenin tebliği zorunludur. Kanunda belirtilen 1 aylık dava açma süreleri hak düşürücü süre olup, kullanılmadığı takdirde kiraya verenin dava hakkı sona erecektir. Konu hakkında Bursa BAM, 4. HD., E. 2018/1218 K. 2019/49 T. 7.1.2019 tarihli kararında:

Bu düzenlemeler uyarınca somut olay incelendiğinde 01/05/2016 tarihinde başlayan belirsiz süreli kira sözleşmesinde 6 aylık dönemler 01/11/2016 ve 01/05/2017 tarihlerinde dolmaktadır. Bu durumda birinci altı aylık dönemin sonucu için ihtarnamenin 01/08/2016 tarihinden önce çekilmesi ve davanın 01/11/2016 tarihinden sonraki bir ay içerisinde açılması gerekir. İkinci altı aylık dönemin sonu için ise, ihtarnamenin 01/02/2017 tarihinden önce çekilmesi ve davanın 01/05/2017 tarihinden itibaren bir ay içinde açılması gerekir.
Davacı ihtarnameyi 27/04/2017 tarihinde çekmiştir. Bu durumda ikinci altı aylık dönemin sona erdiği 01/05/2017 tarihinden üç ay önce ihtarname çekilmediğinden bu ihtarname ikinci altı aylık dönem için dava hakkı vermez. Ancak bir sonraki altı aylık dönem 01/11/2017 tarihinde dolmaktadır. Bu durumda davacının 27/04/2017 tarihinde çekmiş olduğu ihtarname ile 01/11/2017 tarihinden itibaren bir aylık süre içinde dava açma hakkı bulunmaktadır. Dava 15/01/2018 tarihinde açılmıştır. Bu durumda davanın süresinde olmadığı anlaşılmaktadır.” Şeklinde karar vererek belirsiz süreli kira sözleşmelerinde dava açma sürelerine dair karar tesis etmiştir.

 

Özdemir Avukatlık & Arabuluculuk Bürosu

——————————–

*İşbu çalışma içerisinde yer alan değerlendirmeler hukuki tavsiye niteliği taşımamaktadır. Ayrıca zaman içesinde mevzuatta olabilecek değişiklikler nedeniyle güncel durumu yansıtmayabilecektir. Bu sebeple paylaşılan değerlendirmelerden ötürü Özdemir Avukatlık Bürosu sorumluluk kabul etmez. Paylaşıma konu çalışma kapsamındaki soru ve sorunlarınız bakımından hukuki danışman görüşü alınması tavsiye olunur.

HARCAMA İTİRAZI -(CHARGEBACK )

 

Bana ait olmayan bir harcama için nasıl harcama itirazı yapabilirim? İtirazı kaç gün içinde yapmam gerekir? Kredi kartınızla yapılan şüpheli veya hatalı harcamalarınız için itiraz hakkınız bulunmaktadır. Banka aracılığıyla yapılan tüketici işlemlerinde banka çeşitli sebeplerden dolayı kendisine başvuru imkanı sağlamaktadır. Harcama itirazı başvurusu yapmak için belirli şartlar aranmaktadır. Bunlardan ilki harcama itirazının konusu aşağıda belirtilen konulardan olmalıdır.

  1. İşlem(ler)in yetkilendirmediğiniz üçüncü kişiler tarafından yapılmış olması,
  2. Kayıp/çalıntı kartını​zla bilginiz haricinde işlem(ler) yapılmış olması,
  3. İşlem(ler)e konu ürün/hizmetin alınamaması/eksik alınması,
  4. Diğer sebepler;
  5. Birden fazla yansıyan işlem olması,
  6. İşlem tutarının farklı olması,
  7. Satın alınan ürün/hizmetin satıcının belirttiği özelliklerden farklı olması,
  8. Ödemenin farklı bir şekilde yapılmasına rağmen (başka bir kredi kartı, nakit, havale, EFT, çek vb.) aynı tutarın kredi kartına da yansıtılması,
  9. İşlemin iptal/iade edilmesine rağmen iadenin karta yansımaması,
  10. ATM’den eksik nakit çekim yapılması veya hiç çekilememesi durumları

Buradaki konulardan belki de en önemlisi işlem(ler)e konu ürün/hizmetin alınamaması/eksik alınmasıdır. Zira bu konu tüketicilerin başına sık sık gelmekte ancak çoğu zaman bankanın sorumluluğu olmayacağı düşüncesiyle tüketici harcama itirazı için bankaya  başvurudan kaçınmaktadır. Kredi kartı ile satın alınan ürünün teslim edilmemesi, hizmetin alınmaması yahut eksik alınması durumunda kredi kartını veren bankanın sorumlu olacağı yargı kararları ile de sabit bir durumdur. Tüketiciler yaşadıkları mağduriyete ilişkin çoğu zaman Tüketici Hakem Heyeti, Tüketici Mahkemesi yahut tüketici işlemlerinden kaynaklı zorunlu arabuluculuğa başvuruyu yeterli zannetmektedirler. Ancak belirttiğimiz durumda banka sorumluluğu da vardır.

Tüketicinin işlem(ler)e konu ürün/hizmetin alınamaması/eksik alınmasında durumunda harcama itirazı başvurusunda banka gerekli incelemelerle birlikte satıcıdan malın teslim edilip edilmediği, hizmetin alınıp alınmadığı yahut eksik veya tam bir hizmetin sağlanıp sağlanmadığı hususunda bilgi isteyecektir. Bankanın satıcıdan istediği belgelerde eksiklik olması yahut hiç belge sunulmaması durumunda itiraza konu olan söz konusu işlem tutarı işyeri bankası tarafından ilgili işyerinden tahsil edilir ve kart sahibi bankaya aktarılır. Bu konuya ters ibraz(chargeback) denilmektedir.

Harcama itirazı başvurusu nasıl yapılır?

Harcama itirazı başvurusu yukarıda belirttiğimiz konular ile ilgili itirazı olan kişiler tarafından ilgili bankaya yapılır. İtiraz başvurusu çoğu zaman ilgili bankanın internet sitesinde belirtilen formun doldurulması suretiyle yapılır. İşlem(ler)e konu ürün/hizmetin alınamaması/eksik alınması hususunda harcama itirazı başvurusunda bulunuluyorsa belirtilen form veya dilekçenin ekine ; tüketici hakem heyeti başvurusu varsa savcılığa başvuru yahut dava dilekçesi gibi somut verilerin eklenmesi itirazı desteklemesi açısından son derece önemli olacaktır.

Harcama itirazı başvurum ne zaman sonuçlanır?

Her bankanın itiraza ilişkin değerlendirme süresi değişiklik arz etmektedir.

Yazımız genel bilgilendirme amaçlı olup, konuyla ilgili detaylı bilgi ve sorularınız için İstanbul Tüketici hukuku avukatı ile görüşmenizi tavsiye ederiz.

Özdemir Avukatlık & Arabuluculuk Bürosu

——————————–

 

*İşbu çalışma içerisinde yer alan değerlendirmeler hukuki tavsiye niteliği taşımamaktadır. Ayrıca zaman içesinde mevzuatta olabilecek değişiklikler nedeniyle güncel durumu yansıtmayabilecektir.  Bu sebeple paylaşılan değerlendirmelerden ötürü Özdemir Avukatlık Bürosu sorumluluk kabul etmez. Paylaşıma konu çalışma kapsamındaki soru ve sorunlarınız bakımından hukuki danışman görüşü alınması tavsiye olunur.